Devab ne demek Osmanlıca?
(ﺩﻭﺍﺏّ) i. (Ar. dābbe, devābb’in çoğulu) binek ve yük hayvanları, dabbeler: Aslında Devāb ırkı, özellikle sığırlar, bazen hastalanır ve çürür (Ziyâ Paşa).
Bedi Osmanlıca ne demek?
Bedi’ kelimesinin sözlük anlamı, “örnek ve örnek olmaksızın bir şey icat eden, örnek ve örnek olmaksızın yaratılan” demektir. Nitekim bedî’, Kur’an-ı Kerim’in “O, göklerin ve yerin yegâne yaratıcısıdır” (Bakara 2/117) ayetinde bu anlamı dile getirmektedir.
Farsça deva ne demek?
“Deva” kelimesi Farsça Daeva ile benzerlikler taşır. Deva erildir; karşılık gelen dişil eşdeğeri devi’dir. Etimolojik olarak Devi, Latince dea ile aynıdır. Büyük harfle yazıldığında, Devi veya Mata Hinduizm’deki ilahi bir ana tanrıçayı ifade eder. “Deva” kelimesi Farsça Daeva ile benzerlikler taşır. Deva erildir; karşılık gelen dişil eşdeğeri devi’dir. Etimolojik olarak Devi, Latince dea ile aynıdır. Büyük harfle yazıldığında, Devi veya Mata Hinduizm’deki ilahi bir ana tanrıçayı ifade eder.
Eski dilde güzel ne demek?
Orta Türkçe “gözel” kelimesinden türemiştir ve “hoş görünümlü, güzel” anlamına gelir. Bu kelime Eski Türkçe kök kelime “gökyüzü, (mecazi olarak) güzel” kelimesinden türemiştir. Daha fazla bilgi için Göksel Madde’ye bakınız. “Gökçek/göğcek/göcek”, “göğüş” ve “gözel” kelimeleri Türk lehçelerinde “güzel” terimi için kullanılır.
Bâdiye ne demek Osmanlıca?
Osmanlı Türkçesi kelimesi, Osmanlı Türkçesi بادیه پیما (bâdiye peymâ) kelimesinden uyarlanmıştır ve Arapça بَادِيَة (bādiye, “çöl”) ile Farsça پیما (peyma, “bıçak”) kelimelerinin birleşiminden türetilmiştir.
Muttarid ne demek?
bir düzlemde, tutarlı bir şekilde, bir sıra halinde, düzenli bir dizi halinde. Kafeslerde ve pencerelerde özen; küçük, muttarid, muhteriz darbeleri… Tevfik Fikret şiirinin en belirgin kısmında ele alınan kelimedir. Burada muttarid ve muhteriz kelimeleri, küçük yağmur damlalarının düştükleri yerde oluşturdukları minik tümsekleri tanımlar.
Osmanlıca damat ne demek?
Osmanlı’da damat kavramı, padişahların kızları, kız kardeşleri veya kızlarıyla evlenerek Osmanlı hanedanına yakınlaşan erkeklere damat paşa olarak adlandırılırdı. Damat paşalar başlangıçta damat, 16. yüzyılda damat, daha sonra damat (damad-ı hazreti şehriyarî (veya padişah) olarak anılırdı.
Devavin ne demek?
(ﺩﻭﺍﻭﻳﻦ) i. (Ar. dіvān, devāvіn’in çoğulu) Dîvanlar [Genellikle “şairlerin divanları” anlamına gelir]: “Devâvîn-i Şuarâ: şairlerin divanları.”
Arapça vahde ne demek?
Arapçada “birlik, beraberlik” anlamına gelen wḥd kökünden gelen waḥda(t) وَحدة kelimesinden bir alıntıdır. Bu kelime, Arapça ˀaḥad أحد veya waḥīd وحيد “tek, tek” kelimesinin faˁla(t) ölçüsündeki mastarıdır. (NOT: Bu kelime, aynı anlama gelen Aramice/Süryanice χad חד kelimesiyle ilişkilidir.
Devahi ne demek?
Kubbealtı Sözlüğü (ﺩﻭﺍﻫﻰ) i. (dāhiye, devāhі’nin çoğulu) Afetler, felaketler, büyük sorunlar, felaketler: Dünyanın görünümünü değiştirebilecek korkulan siyasal sebeplerden biri de Şark Meselesi’dir (Nâmık Kemal).
Osmanlıda sevgiliye ne denir?
erkek veya kadın sevgili, sevgili, sevilen, sevilen, sevilen.
Huzur ne demek farsça?
saf varlık – Vikisözlük.
Eski dilde yakışıklı ne demek?
Yakışıklı: Zarif, zibende, ziba (LO, 411). Çömelmiş Adam: Kasir, rahat (LO, 57). Cüce Adam: Küçük, güçlü, tıknaz, şişman. Tıbbi kullanımda Tegashi (LO, 81).
Arapça vahde ne demek?
Arapçada “birlik, beraberlik” anlamına gelen wḥd kökünden gelen waḥda(t) وَحدة kelimesinden bir alıntıdır. Bu kelime, Arapça ˀaḥad أحد veya waḥīd وحيد “tek, tek” kelimesinin faˁla(t) ölçüsündeki mastarıdır. (NOT: Bu kelime, aynı anlama gelen Aramice/Süryanice χad חד kelimesiyle ilişkilidir.
Eski Türkçede aşk ne demek?
Antik Yunanlılar dört tür sevgi tanımlamışlardır: akrabalık veya yakınlık (storge), arkadaşlık ve/veya platonik aşk (philia), cinsel ve/veya romantik arzu (eros) ve özverili veya ilahi aşk (agape).
Bâdiye ne demek Osmanlıca?
Osmanlı Türkçesi kelimesi, Osmanlı Türkçesi بادیه پیما (bâdiye peymâ) kelimesinden uyarlanmıştır ve Arapça بَادِيَة (bādiye, “çöl”) ile Farsça پیما (peyma, “bıçak”) kelimelerinin birleşiminden türetilmiştir.
Makes bulmak ne demek?
ѻ Tefekkür noktası bulmak: Tefekkür yeri bulmak, tefekkür olunmak: Zafername’sini, Terkib-i Bend’ini ve siyasi felsefesinin parçası haline gelen Divan’ındaki beyitlerini düşündüğümüzde, onunla Namık Kemal (Yahyâ Kemal) arasındaki fark hemen ortaya çıkar.